DEMİRHAN
Hukuk & Danışmanlık
Anayasa Mahkemesi Türkiye'de anayasal denetimi yürüten en yüksek yargı organıdır. Kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler ve bireysel başvuruları karara bağlar. Başvurular, Mahkemenin internet sitesinde bulunan başvuru formu kullanılarak resmi dille yapılabilir.
Ayrıca “Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.” (AY m.148/3 cümle 1)
İlgili Mahkemeye şahsen yapılabileceği gibi diğer mahkemeler ya da yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla da yapılabilir. Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru yapabilmek için olağan kanun yollarının tamamının tüketilmesi gerekir. Ve yasa koyucu ileri süreçte başka şahıs veya olaylarla ilgili konunun çakışmaması için bazı süre şartları öngörür. Bu süre şartları hukuki güvenlik ilkesi ile doğrudan bağlantılıdır.
Başvuru süresi, bireysel başvuruların incelenmesinin zaman bakımından sınırlarını belirlemenin ötesinde söz konusu temel hak ihlâllerinin hangi sürelerle incelenebileceğini açıklığa kavuşturmak ve bireyler bakımından uzun süreler boyunca belirsizlik içinde kalmasının önüne geçmek açısından da önemlidir.
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün “Başvuru süresi ve mazeret” başlıklı 64. maddesi söyledir: “Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildigi tarihten, başvuru yolu öngörülmemisse ihlalin öğrenildigi tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. Başvurucu mücbir sebep veya ağır hastalık gibi haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvurusunu yapamadığı takdirde, mazeretinin kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içinde ve mazeretini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilir. Komisyonlar raportörlüğünce mazeretin kabulünün gerekip gerekmediği yönünde karar taslağı hazırlanır. Komisyon, öncelikle başvurucunun mazeretinin geçerli görülüp görülmediğini inceleyerek mazereti kabul veya reddeder. Başvurunun niteliğine uygun düstügü takdirde mazeret ve kabul edilebilirliğe ilişkin tek bir taslak hazırlanıp bu iki husus birlikte karara bağlanabilir."
Mahkeme, kararını açıklayıp gerekçeyi sonra yazarsa bireysel başvuru süresi gerekçeli kararın tebliğinden sonra başlar. Çünkü Anayasa Mahkemesi’ne etkili başvuru yapılabilmesi için kararın gerekçesinin bilinmesi gerekir ki bu aşama oldukça önem taşır. Bunlara ek olarak tebligatın teslim edilme tarihi adli tatil süresine de denk gelebilir. Ama Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru süresi, adli tatile tabi değildir.Yani başvuru süresi içinde adli tatil girse bile, bu süre işlemeye devam eder.
Gerekçeli karar ilhamını farklı sekillerde vekille takip edilen işlerde vekile, takip edilmeyenlerde ise tarafa tebliğ edilebilir. Ancak tebligatın farklı türleri vardır ve bu tebligat türleri sürelerin hesaplanması hususnda belirli farklılıklar içerir. Gerekçeli karar vekile ya da tarafa PTT aracılığıyla, memur vasıtasıyla ya da dogrudan tebliğ edilebilir. Elden (Fiziki Tebligat) Tebligatlarda belgenin fiilen teslim alındıgı gün tebligat tarihi sayılır ve bireysel başvuru süresi belgenin elden Içtüzüğü’nün alındıgı tarihinden sonraki günden itibaren işlemeye başlar.
Teslim, hukuki bir belge veya başvurunun usulüne uygun biçimde yetkili makama ulaştırılmasıdır ve teslim tarihi sürelerin hesaplanmasında büyük önem arz eder. Teslim tarihinin önemi özellikle alternatif tebligat yollarından olan UETS (Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi) üzerinden yapılan elektronik tebligatlarda ortaya çıkmaktadır. Özellikle UETS üzerinden yapılan tebligatlarda sürelerin hesaplanması bir çok farklılık içermektedir. Bunun nedeni UETS üzerinden yapılan tebligatların ayrı bir mevzuat ile düzenlenmesidir. Bu mevzuata göre UETS’ye düşen tebligatlar, kullanıcı tarafından açılmasa bile UETS'ye teslimini izleyen 5. günün sonunda tebliğ edilmiş sayılır (Elektronik Tebligat Yönetmeligi m. 9/6).
UETS'de tebliğ edilen evrakın vekilin hesabına konulduğu tarihe teslim tarihi denilmektedir. Eger tebliğ edilen belge, teslimden sonra 5 gün geçmeden yani Elektronik Tebligat Yönetmeligi uyarınca vekile resmen tebliğ olmadan önce avukat tarafından açılıp okunursa, bu durumda Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru süresi bu ögrenme tarihinden itibaren işlemeye başlayacaktır. Görüldüğü üzere Anayasa Mahkemesi için önemli olan ne teslim ne de tebligat tarihidir, AYM başvuru sürelerinin hesaplanmasında yalnızca ögrenme tarihini baz almaktadır. Nitekim bu husus, Anayasa Mahkemesi İçtüzügü'nün 64. Maddesinde açıkça ifade edilmiştir. Buna göre, vekil ya da taraf UYAP üzerinden gerekçeli kararı okursa, herhangi bir resmi tebligat gerçekleşmese dahi UYAP'tan kararın okunma tarihi ögrenme tarihi olarak sayılmakta ve süreler bu ögrenme tarihinden itibaren işlemektedir.
Anayasa Mahkemesi'nin 2020/2256 başvuru sayılı 18.1.2023 tarihli kararında, "Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Hüseyin Askan (B. No: 2017/15649, 21/7/2020) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemistir. Kararda; Ulusal Yargı Agı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanıcılarının kendilerini ilgilendiren bilgi ve belgelere ulaşabildikleri, her türlü bilgi ve belge alışverisini gerçeklestirilebildikleri vurgulanmıstır. Ayrıca tüm bu işlemlerin veri tabanında saklandıgı ve belgeler/evrak üzerinde yapılan işlemlerin UYAP evrak işlem kütüğünde kayıt altına alındığı açıklanmıstır.
Bu çerçevede UYAP evrak işlem kütügü üzerinde yapılan inceleme neticesinde başvurucu vekili tarafından nihai kararın açılarak okunduğunun tespit edildigi tarih, nihai kararın sonucunun ögrenildigi tarih kabul edilerek bireysel başvuru süresi bu tarihten itibaren başlatılmış ve başvurunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğu sonucuna ulaşılmıstır. Somut olayda da nihai kararın başvurucu vekili tarafından UYAP üzerinden 5/12/2019 tarihinde okunduğu ve başvurunun otuz günlük bireysel başvuru süresi geçtikten sonra 10/1/2020 tarihinde yapıldığı anlasıldığından başvurunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir." bu kuralı şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklamıstır.
Anayasa Mahkemesinin, bireysel başvuruların "ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması" kuralının istisnasını ise UETS üzerinden yapılan tebligatlarda teslim tarihini izleyen 5'inci günün sonunda vekil tebligatı açmamış ve içerigini hiç ögrenmemiş olsa bile Elektronik Tebligat Yönetmeligi uyarınca teblig tarihi olarak kabul edilen günden itibaren sürelerin işlemeye başlamış sayılması halidir. Yani ilgili kisi elektronik tebligatı açmasa bile, tebligat beşinci günün sonunda yapılmış kabul edilir.
Ögeday Akın, B. No: 2014/2345, 10/6/2015 tarihli Anayasa Mahkemesi Kararında; Bireysel basşvuru için öngörülen otuz günlük süreden sonra yapılmıstır. Açıklanan nedenlerle, otuz gün içinde yapılmayan bireysel başvurunun diger kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “süre aşımı” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.” Şeklinde karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi tarafından, 2019/6266 E. sayılı 15.01.2020 karar tarihli ilamı uyarınca “Bireysel başvuru süresinin işlemeye başlamasının kararın gerekçesinin öğrenilmesi ile başladığı ve öğrenmenin de tebligatın açıldığına dair delil kaydı doğrultusunda, PTT sorgulama raporunda tebligatın açıldığı gün olduğu belirtilen 15.01.2019 tarihinde gerçeklestigi” şeklinde gerekçe belirtilerek elektronik tebligatın alıcısı tarafından açıldıgı tarihte -beşinci günün sonu beklenmeksizin- alıcının kararı ögrendiği şeklinde karar verilmistir.