TAHLİYE TAAHÜTNAMESİ NEDİR?

Kiracının kiraladığı evin kendisine tesliminden sonra, ev sahibine karşı evi belli bir tarihte boşaltmayı taahhüt ettiği yazılı belgeye tahliye taahhütnamesi denir. Böylelikle, taahhütnamede belirtilen tarih itibariyle kiracının evi tahliye etmesi gerekir. Aksi takdirde ev sahibi, 1 ay içerisinde kiracının evden çıkarılması için tahliye taahhütnamesine dayanarak dava açabilir veya icra takibi başlatabilir.

Tahliye taahhütname tahhütnamesiyle ilgili düzenleme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun md.352/1 hükmünde yer almaktadır. İlgili madde şu şekildedir :

“Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği halde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir.’’

GEÇERLİ BİR TAHLİYE TAAHÜTNAMESİ NASIL OLMALI ? TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ GEÇERLİLİK ŞARTLARI NELERDİR ?

Türk Medeni Kanununun 352. maddesine göre tarafların yaptığı kira tahliye taahhütnamesinin geçerli olması için aşağıda sayılan şartları taşımalıdır :

  1. Tahliye taahhütnamesi yazılı olmalıdır. Tahliye taahhütnamesinin geçerliliği yazılı olmasına bağlıdır. Sözlü tahliye taahhüdüne dayalı olarak kiracının tahliyesinin talep edilebilmesi mümkün değildir. Söz konusu yazılı belgenin adi yazılı şekilde yapılması yeterli olup noterlikçe düzenlenmesi ya da noterlikte onaylatılması şart değildir. Ancak resmi yazılı şekilde yapılması ispat kolaylığı sağlayacaktır. Uygulamada sözlü şekilde yapılan anlaşmalara rastlanmaktadır. Kiracının ev sahibine şu tarihte taşınmazı tahliye edeceğine yönelik sözlü beyanı bu anlamda taahhüt olarak değerlendirilmez.
  2. Tahliye taahhütnamesi mutlaka kira sözleşmesinden belli bir süre sonra yapılmış olmalıdır. Kira sözleşmesi ile aynı anda yapılan tahliye taahhüdü, geçerlilik şartını taşımış sayılmaz. İlk aşamada taraflar kira sözleşmesi imzalamalı, taşınmazın kiracıya tesliminden sonra yani makul birenin geçmesiyle tahliye taahhüdü yapılmalıdır. Buradaki korunan durum, kiracının kiralama baskısı altında kalmadan, özgür iradesi ile tahliye taahhüdünü imzalamasıdır. Uygulamada, kira sözleşmesi ile aynı anda tahliye taahhütnamesi yapılmakta veya kira sözleşmesine tahliye taahhüdüne ilişkin hükümler konulmaktadır. Bu şekilde gerçekleştirilen tahliye taahhüdü geçerli olmayacak ve tahliye imkanı sağlamayacaktır. Ancak taahhütnamede kiracının imzası bulunduğundan bunun aksinin ispatı ancak yazılı delille mümkün olacaktır.
  3. Tahliye taahhütnamesinde tahliye tarihi belli olmalıdır. Tahliye taahhüdünde mutlaka tahliye tarihinin belirtilmesi gerekmektedir. Taahhütname de belirtilen tarih belirli bir gün (gün ay ve yıl şeklinde) yada belirlenebilir bir gün (2025 ramazan bayramı 1. Günü) şeklinde olabilir. Ancak belirtilmelidir ki, açık veya anlaşılabilir olmayan tarihleri içeren taahhütnameler geçerli değildir.
  4. Tahliye taahhütnamesinde kiracının veya onun temsilcisinin imzası bulunmalıdır. Tahliye taahhütnamesi mutlaka kiracı veya özel olarak yetkilendirdiği temsilcisi tarafından imzalanmalıdır. Kiracı dışında, aynı konutu veya işyerini kullanan kişilerin kendi başlarına verecekleri yazılı tahliye taahhüdü geçerli olmayacaktır. Taahhütnamede kiracının yahut temsilcisinin imzası bulunmuyorsa ilgili belge taahhütname yerine geçmeyecektir. Dolayısıyla kiracının tahliye taahhütnamesi ile tahliyesi de sağlanamayacaktır. Değinmemiz gereken bir diğer husus ise birden fazla kiracı olma durumudur. Birden fazla kiracının bulunduğu sözleşmelerde taahhüdün bütün kiracılar tarafından verilmesi taahhüdün geçerliliği için zorunludur. Her bir kiracının taahhütnamede imzasının bulunması zorunludur.
    • Kira sözleşmesinin yenilenmesiyle birlikte yapılan tahliye taahhütnamesinin geçerli olduğunu belirtmekte fayda vardır. Taahhütnamenin, sözleşmenin yenilendiği gün yapılması da herhangi bir problem teşkil etmez. Dolayısıyla, örneğin bir yıllık kira sözleşmesinin süresi dolmasına rağmen kira ilişkisi devam ediyorsa yeni dönemde tahliye taahhütnamesi yapılabilir.
    • İçinde kiracı bulunan evi yeni satın almış olan ev sahibi de kendisinden önceki ev sahibinin yaptığı taahhütnameye dayanabilir. Yeni malik nasıl kira sözleşmesinde önceki ev sahibinin yerini alıyorsa tahliye taahhütnamesinde de bu durum gerçekleşir. Dolayısıyla, önceki ev sahibinin yaptığı taahhütnameye dayanarak tahliye günü geldiğinde kiracının tahliyesini isteyebilir. (Yargıtay 6.HD E. 2012/5147 K. 2012/8537 T. 07.06.2012)

TARİHİ BOŞ OLAN TAAHHÜTNAME GEÇERLİ MİDİR ?

Tahliye taahhütnamesine dair sık karşılaşılan bir başka durum ise kiracıya boş taahhütname imzalatılmasıdır. Boş taahhütnameye imza atan kiracı, imzasıyla bağlı hale gelecektir. Taahhütname sonradan doldurulduğunda, taahhütnamedeki bilgilerin aksi ancak yazılı delille ispatlanabilir. Bu ihtimal dışında kiracı, vaktinde imza attığı taahhüt ile bağlı hale gelecektir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2022/8307, Karar: 2023/168, K. Tarihi: 21.02.2023 Kararda ‘’...kiracı tarafından, tarih yazılmadan boş kağıda, beyaza imza atılması halinde boş kağıdın üzerinin kiraya veren tarafından nasıl ve ne şekilde doldurulacağının imza eden kiracı tarafından kabul edildiğinin kabulü gerektiği, tahliye taahhütnamesinin verildiği tarihten itibaren 6098 Sayılı TBK’nın 39 uncu maddesi gereğince taahhütnamenin iptali için bir dava da açılmadığı, tanzim tarihi bulunmasa da tahliye taahhüdünde “içinde kiracı olarak bulunduğum” ibaresinin yazılması nedeni ile kira sözleşmesinden daha sonra düzenlendiği anlaşılan tahliye taahhüdünün geçerli olduğu sonucuna varmıştır.

TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ İLE KİRACI NASIL TAHLİYE EDİLİR ?

Kiracı tarafından belirtilen tarihte taşınmaz boşaltılmaz ise kiraya veren hukuki haklarını kullanabilir. Bu durumda, kiraya verenin başvurabileceği imkanlardan biri icra aracılığı ile taşınmazın tahliyesini sağlamaktır. Ya da tahliye davası açarak kira tahliyeyi sağlayabilecektir. Ancak belirtilmelidir ki, kiraya veren tarafından her iki halde de taahhütnamede belirtilen tarihten itibaren 1 ay içerisinde bu talep ileri sürülmelidir. Kanunda belirtilen bu süre, hak düşürücü süre niteliğindedir. Bu iki başvuru yolunu aşağıda inceleyeceğiz. KİRACININ TAHLİYE TAAHHÜDÜNE DAYALI İLAMSIZ İCRA TAKİBİ İLE TAHLİYE SÜRECİ İcra İflas Kanunu 272. ve devamındaki maddelere göre, ev sahibinin tahliye taahhüdüne dayanarak icra takibi yoluyla kiracıyı evden tahliye etmesi mümkündür. Kiraya veren icra takibi yoluna başvurmayı tercih ettiğinde taahhütnamede yazılı olan tarihten itibaren 1 ay içerisinde kiracı aleyhine icra dairesine müracaat ederek ilamsız icra takibi başlatması gerekir. Takip başlatılmasının ardından yetkili icra dairesi, kiracıya taşınmazın 15 gün içinde tahliye ve teslim edilmesi ihtarını içeren bir tahliye emri gönderir. Kiracı tahliye emrine tebliğden itibaren 7 gün içinde itiraz edebilir. Kiracının itiraz etmesi durumunda takip süreci durur ve ev sahibi 6 ay içerisinde icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını (kiracının imzaya açıkça itiraz etmemiş olması gerekir.) ya da sulh hukuk mahkemesinde tahliye davası açarak itirazın iptalini sağlamalıdır. Kiracı tarafından İtiraz edilmemesi, itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası sonucunda itirazın iptali halinde icra müdürlüğünce taşınmaz zorla tahliye edilerek kiraya verene teslim edilir. Bu tür başvuru yolunun tamamlanması altı sekiz aylık gibi bir süreyi bulabilmektedir. Bir tablo ile süreç şöyle ifade edilebilir :

Kiraya veren kiracının tahliyesi için icra takibi başlatmalı. Taahhütnamede yazılı tarihten itibaren 1 ay içerisinde taşınmazın bulunduğu yer icra dairesine başvurmalı.
Tahliye emri sonrasında kiracının evi boşaltması gereken süre. İcra dairesince gönderilen tahliye emrinin tebliğinden itibaren 15 gün.
Kiracı evi boşaltmayıp takibe itiraz edebilecektir. Tahliye emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde itiraz etmelidir.
Bu durumda Kiraya veren Kiracının itirazının kaldırılmasını talep edebilecektir. Taşınmazın bulunduğu yer icra hukuk mahkemesine itirazın tebliğinden itibaren 6 ay içinde dava açılmalıdır.
Ya da itirazın iptali ve tahliye davası açabilecektir. Taşınmazın bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesine itirazın tebliğinden 1 yıl içerisinde dava açılmalıdır.

KİRACININ TAHLİYE DAVASI YOLU İLE TAHLİYESİ

Kiracının tahliye taahhütnamesi ile tahliyesi, icra yoluna başvurulmaksızın doğrudan tahliye davası açılarak da sağlanabilir. Buna göre ev sahibi, taahhütnamede tahliye tarihi olarak belirlenen günden itibaren 1 ay içinde tahliye davası açmalıdır. Bu dava, sulh hukuk mahkemesinde görülür. Taşınmazın bulunduğu yerdeki veya davalının yerleşim yerindeki mahkemede dava açılabilir. Mahkemenin davayı kabul etmesi halinde kiraya veren, kiracının aleyhinde mahkeme kararına dayalı tahliye talebi içeren ilamlı icra takibi başlatır. İcra takibi yapılacağı zaman mahkeme kararının kesinleşmesi gerekmemektedir. Kiracı ilamlı icra takibine itiraz etse dahi icra takibi durmaz. Kiracının tahliyesi sağlanır. Arabuluculuk Süreci : Resmi Gazete’de yayımlanan 1 Eylül 2023 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen madde 18/b’ de yer alan düzenlemeye göre

TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ İLE TAHLİYE NE KADAR SÜRER

İcra takibi süre bakımından daha hızlı bir yol olurken dava yolunu tercih etmek tahliye sürecini bir miktar daha uzatabilmektedir. Tahliye taahhütnamesi ile tahliye süreci 6 ay ila 1 yıl arasında sürer. Fakat belirtmemiz gerekir ki bu sürelerde değişiklikler söz konusu olabilir. Mahkemelerin yoğunluğuna göre değişkenlik arz edebilir. Bu nedenle bu alanda uzman bir avukatla çalışılması önem arz etmektedir.

AİLE KONUTUNUN DURUMU

Aile konutu, eşlerin ve çocuklarının hayatlarını idame ettirdiği ve düzenli yerleşim amacıyla kullandıkları mekandır. Aile konutu olarak kullanılmak üzere kiralanan taşınmazlarda kiracı, eşinin açık rızası olmadıkça kira sözleşmesini feshedemez. Tahliye taahhütnamesi de kira sözleşmesinin feshi niteliğinde bir işlemdir. Bu bağlamda diğer eşin açık rızası olmadıkça kiracı eş tahliye taahhüdünde bulunamaz. Dolayısıyla kiralananın aile konutu olması halinde kiracı olmayan eşin açık rızası veya onayı gereklidir, aksi takdirde o tahliye taahhütnamesi geçersiz kabul edilecektir. (Yargıtay 12. H.D 2012/629 E, 2012/19408 K) Tahliye taahhütnamesine dayalı başlatılmış icra takibi ya da açılmış dava varsa, rızası olmayan eş kiralananın aile konutu olduğunun tespiti için dava açmalıdır. Mahkemeden bu dava için süre isterse mahkemece bu süre verilmeli ve açılmış bir dava varsa sonucu beklenmelidir.Yargıtay’ın uygulaması da bu yöndedir.

TAHLİYE TAAHÜDÜNDE EŞİN İMZASI GEREKLİ Mİ?

Kira sözleşmesine taraf olmayan eşin taahhütnamede imzası bulunmuyor ise kiraya verene bir bildirimde bulunması gereklidir. Bu bildirim noter kanalıyla ve ihtarname yolu ile yapılacaktır. Sözleşmeye taraf olmayan eş tarafından kiraya verene gönderilecek ihtarnamede, kiralananın aile konutu olduğunu bildirmesi gerekmektedir. Sözleşmeye taraf olmayan eşin kiraya verene bildirimde bulunması halinde tahliye taahhütnamesi geçersiz olacaktır. Sözleşmeye taraf olmayan eşin bu bildirimi, tahliye taahhütnamesinde yer alan tahliye tarihine kadar yapması gereklidir. Antalya BAM 6. Hukuk Dairesi, 2022/1054 E. 2022/1010 K., 24/05/2022 T. Kararı: Tahliye taahhüdü takibine yapılan aile konutu itirazında; en geç takip tarihine kadar sözleşmede imzası olmayan eş, malike mecurun aile konutu olduğu hususunda bildirimde bulunmamışsa aile konutu itirazı dinlenemez.

TAHLİYE TAAHHÜDÜNÜN İPTALİ

Tarafların taahhüdü iptal etmeyi birlikte istemeleri durumunda, iptalin önünde bir engel yoktur. Taraflar, aralarında anlaşarak bu taahhüdü iptal edebilirler. Bunun dışında; taraflardan birinin taahhütnameyi imzalarken kandırılmış olması, tehdit edilmiş olması veya kendisine zorla böyle bir belge imzalatılmış olması hallerinde de tahliye taahhüdünün iptali mümkündür. Tahliye taahhütnamesini imzalayan kişi bu sırada kandırılmış, korkutulmuş veya tehdit edilmişse TBK 39 hükmü uyarınca ilgili taahhütle bağlı olmak zorunda değildir. Fakat bunu, söz konusu durum sona erdikten sonraki 1 yıl içerisinde karşı tarafa bildirmelidir. Kandırıldığını, korkutulduğunu veya tehdit edildiğini kiracı ispatlamalıdır.

KAYNAKÇA

Demirhan Hukuk & Danışmanlık